British object relations theory - İngiliz nesne ilişkileri kuramı
çok sayıdaki NESNE ilişkileri kuramı arasında en önde gelenidir. Kişilik gelişiminde nesne ilişkileri ve kişiler-arası ilişkilere dayanır. Klasik psikoanalitik kuramdan yola çıkmıştır (örn., içsel nesneler fikri, melankolide nesnelerin oral alım yoluyla içselleştirilmesi fikrine dayanır). Ancak bazı konulardaki açıklamaları klasik kuramdakinden farklıdır. Klasik kuramda vurgulanan içgüdü ve dürtülerin (id) yerine nesne (birincil olarak anne), kısmi nesne (örn., annenin memesi) ya da bütün bunların simgeleri (içselleştirilmiş temsiller, duygusal imgeler) gelmiştir. Gelişim yenidoğandan başlatılmış; içgüdünün yerine imge-potansiyeli biçimdeki bilinçdışı fantazi (phantasy) gelmiştir. Gelişim evreler değil konumlar (position) olarak açıklanmıştır. Konumlar boyunca bilinçdışı fantazileri dış dünyaya doğru açılır; gerçeklik ve çevre ile temas sonucu giderek değişir, buna paralel olarak düşünme yetisi gelişir. İçselleştirilmiş nesne temsillerinin ve bunlar arasındaki çatışmanın psişedeki rolünü vurgulayan kuram şu konumları içerir: 1. şizoparanoid (schizoparanoid/paranoid-schizoid) konum (0-6 ay): İç dünya ile dış dünya, ben ile ötekinin ayrıştırılamadığı, TÜMGÜÇLÜLÜK dönemine ait düşünce sistemi. Doğumdan sonraki bu ilk konumda, ilişkiler, kısmi-nesneler (örn., annenin memesi) iledir; bütün ve otonom diğerleri ile değil. Kısmi-nesneler ya iyidir ya da kötüdür; kötü, YANSITMALI ÖZDEŞİM ile dışarıya yansıtılır. Konumun özelliği perseküsyon kaygısıdır; iyi nesne ortada yoksa yıkıcı fantaziler oluşur ve kötü nesneye saldırganlık yöneltilir (örn., meme ısırılır). Nesnelerin iyi ve kötüye bölünmesi (split) egonun da bölünmesi anlamına gelir. Ben ve ötekinin ayrışmadığı bu konumda, yansıtmalı özdeşim, benliğe ait parçaların nesneye, nesneye ait olanların benliğe ait gibi algılanmasına yol açar. 2. depresif konum (6 ay ve sonrası): Yansıtma kullanılmaz, bunun sonucunda diğerleri farklı ve bağımsız (autonomous) gerçek varlıklara dönüşür. Bunun yarattığı kaygıyla başa çıkmak için AYRIŞIM’a başvurulur; ego ve nesneler iyi ve kötü olarak ikiye ayrılır. Zamanla bütünleşik olarak algılanan diğerlerinde iyi ve kötünün aynı anda bulunduğu, bunların diğerlerinin farklı yönleri olduğu fark edilir. Ben ve öteki ayrışır; bebek, dış dünyanın kendisinin bir uzantısı olmadığını fark eder; dış gerçeğin nesnelliğini fark eder. Tahrip (destroy) edilme kaygısı, yerini, diğerlerini (özellikle sevdiklerini) tahrip etme kaygısına ve suçluluk duygusuna dönüşür. İç ve dış gerçeklik farklılaşır. Kuramdaki savunma mekanizmaları 1. depresyon kaygısından korunmada kullanılan MANİK SAVUNMA, 2. yıkıcı fantaziler nedeniyle oluşan bilinçdışı suçluluk duygusunda kullanılan BASTIRMA. Bütün bunlar tümgüçlülüğün azalıp ortadan kalkmasına yol açar; fantazide (psişik) olanların fiziksel gerçek olmadığı fark edilir; deneyimlerin sonucunda iyi ve kötü kaynaşır; gerçek nesnenin özeliklerine daha çok benzer hale gelir; ego bütünleşmesi gerçekleşir. İç ve dış dünya ayırımının oluşması, kişiler-arası ilişkilerin başlamasını sağlar. Olgunluğu ifade eden depresif konum yaşam boyunca dalgalanarak sürer; bu konumun yokluğu şiddetli psikopatoloji ile eşleşir. [Geliştiren/aktaran: Avusturya asıllı İngiliz psikanalist Melanie Klein (orijinal soyad Reizes) (1882-1960)] bakınız: psikoanalitik kuram , gelişimsel kuram karşılaştırınız: evre kuramı